Gizemli olaylar ve efsanevi yaratıklar
  Babil
 
Babil

Mezopotamya'da, adını aldığı Babil kenti etrafında kurulmuş, Sümer ve Akad topraklarını kapsayan eski bir imparatorluktur. Babil'in merkezi bugünkü Irak'ın El Hilla kasabası üzerinde yer almaktadır . Kuzey Babil Devleti ise, Şırnak ilinin İdil ilçesi güneyinde Babil köyünde kurulmuştur. Babil halkının büyük bir kısmı Sami ırkındandırlar.

 Tarihçe
 

Akadlar ve Sümerler'in toprakları üzerinde kurulmuş Babil, Sümerler'in Uruk kentinde başlangıçta sarayda hizmetçi olan Akad kökenli Sargon'un, M.Ö. 23. yüzyılda sarayda iktidarı ele geçirmesi ile ortaya çıkmıştır.

 
En ünlü kralları Hammurabi'dir.
 

Babil'den bahseden en eski tarihi kanıt, M.Ö. 23. y'a ait, Kral Sargon döneminden kalma bir tablettir.

 

İmparatorluğun kuzey topraklarında yaşayan Akadlar, imparatorluğun son dönemlerine kadar kendi kültürlerini koruyabilmişken, Sami kökenli olmayan Sümerler tarih sahnesinden silinmişlerdir.

 
Hammurabi dönemi
 

 Hammurabi, Babil küçük bir kent devletiyken tahta çıktı. Elamlıların egemenliğine son verdi ve Babil devletini bir imparatorluğa dönüştürdü. İÖ 1770’lerde egemenliğini Anadolu ve İran içlerine kadar yaydı. Kendi adıyla biline bir dizi yasa çıkardı. Bu yasaların kazılı olduğu taş, Babil’in koruyucu tanrısı Marduk’un adına yapılan tapınakta duruyordu. Günümüzde Paris'teki Louvre Müzesi'ndedir.

 

Hammurabi Kanunları’nın temelini, Sümer kent devletlerinin yüzyıllardır uyguladığı yasalar oluşturuyordu. Hammurabi Sümerlerin yasalarını daha sertleştirdi.

 
Yok oluşu

Pers İmparatorluğu'nun kurucusu Büyük Kiros (Kurus), İÖ 539'da Babil ülkesini ele geçirdi. Buna karşın Babil, uzun süre kültürel kimliğini korudu. Büyük İskender, Pers İmparatorluğu'nu ele geçirdiğinde bile Babil hâlâ görkemli bir kentti. Büyük İskender İÖ 323’te bu kentte, Nebuchadnezzar’ın sarayında öldü. İskender'den sonra bölgeye egemen olan Selevkoslar döneminde Babil bir süre daha önemini korudu. Ama Selevkoslar İÖ 311'de Babil kentinin kuzeyinde Seleukeia adında bir başkent kurup Babil'de oturanları buraya yerleştirdiler. Babil de zamanla tarihten silindi. Ama Babil uygarlığının izleri varlığını korudu. Örneğin, çivi yazısı Hıristiyanlık'ın başlangıcına kadar kullanıldı.

 
Babil Asma Bahçeleri
 

M.Ö. 450'li yıllarda tarihçi Herodot "Babil, yeryüzünde bilinen bütün diğer şehirlerin ihtişamını aşar." demiştir. Herodot, şehrin dış duvarlarının 80 kilometre uzunlukta, 25 metre kalınlıkta ve 97 metre yükseklikte olduğunu ve 4 atlı bir arabanın gezinmesine uygun olduğunu belirtmiştir. İç duvarlar, dış duvar kadar kalın değildi. Duvarların içinde som altından yapılmış büyük heykeller bulunan kaleler ve tapınaklar vardı. Şehrin içinde ünlü Babil Kulesi vardı. Bu kule, Tanrı Marduk'a yapılan bir tapınaktı ve cennete ulaşmak için göğe doğru yükseliyordu.

 

Babil, M.Ö. 605'den itibaren 43 yıl hüküm süren kral Nebuchadnezzar tarafından yapılmıştır. Daha zayıf bir rivayete göre ise M.Ö. 810 yılından itibaren 5 yıl hüküm süren Asur kraliçesi Semiramis tarafından yapılmıştır.

 
 

Bahçeler Nebuchadnezzar'ın sıla hasreti çeken karısı Amyitis'i neşelendirmek için yapılmıştı.Amytis, Medes kralının kızıydı ve iki ülkenin müttefik olması amacıyla Nebuchadnezzar ile evlendirilmişti. Onun geldiği ülke yeşil, engebeli ve dağlıktı. Mezopotamya'nın bu dümdüz ve sıcak ortamı onu depresyona itmişti. Kral, karısının sıla hasretini gidermek için onun memleketinin bir benzerini yapmaya karar verdi. Yapay dağlar ve suların akacağı büyük teraslar yaptırdı.

 

Yunanlı coğrafyacı Strabo'nun M.Ö. birinci yüzyıldaki tanımlamasına göre, bahçeler birbiri üzerinde yükselen kübik direklerden oluşuyordu. Bunların içleri çukurdu ve büyük bitkilerin ve ağaçların yetişebilmesi için toprakla doldurulmuştu. Kubbeler, sütunlar ve taraçalar pişmiş tuğla ve asfalttan yapılmıştı. Yüksekteki bahçeleri sulamak için Fırat nehrinden zincir pompalarla su yukarılara çıkarılıyordu. Zincir pompa, biri yukarıda, diğeriyse su kaynağında bulunan iki büyük volana gerili, üzerinde kovalar bulunan bir sistemdi. Nehirden dolan kova yukarıya çıkıyor içindeki suyu havuza boşaltıp tekrar nehre dönüyordu. Bu şekilde üst seviyelere taşınan su, bahçeleri sulayarak teraslardan aşağıya doğru akıyordu.

 
Yunanlı tarihçi Diodorus'a göre bahçeler yaklaşık 120 metre genişlikte ve 120 metre uzunluğunda ve 25 metre yüksekliğindeydi.
 

Ninova'daki Asurbanipal kitaplığında bulunan çivi yazısı tabletlere göre Babil'de 53'ü büyük, 650'si küçük olan toplam 703 tapınak, 360 sunak, 2 ayin yolu, 24 büyük cadde ve 3 kanal vardı. Şehir dörtgen bir plana göre kurulmuştu. Biri iç, diğeri dış olmak üzere 16,5 kilometre uzunluğunda 2 surla çevriliydi. Surların dışında bütün şehri çevreleyen su hendekleri de vardı.

 

İstilalar yüzünden sönmeye başlayan şehir, özellikle Pers Kralı Keyhüsrev'in Babil'i fethetmesinden sonra sönmeye başlamış, M.S. 5 ve 6. yüzyıllarda kumlara gömülmüş ve bir kum dağı haline gelmiştir. Bu şehrin, içindeki tapınakların ve asma bahçelerin kalıntıları ancak 20. yüzyılda yapılan kazılarla meydana çıkarılabilmiştir.

 
  Bugün 1 ziyaretçi (1 klik) kişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol